26 Ağustos 2010 Perşembe

5 Ağustos 2010 Perşembe

Kıbrıs - Mavi Köşk



KAÇAKÇININ KÖŞKÜ...
Kıbrıs tatili sırasında gezme fırsatı bulduğumuz ve her detayı ile beni çok çok etkileyen bir mekan; Mavi Köşk.
O kadarki, tatilden döndüğümüzden beri herkese uzun uzun anlatıyorum, size anlatmazsam olmaz değil mi? :)
Sevgili Yaşar’a bizi Mavi Köşk’e götürdüğü için ayrıca teşekkür etmek isterim.
*****
Mavi Köşk; Makarios’un avukatı ve Orta Doğu’nun en büyük silah tüccarı; İtalyan asıllı Rum olan Pablo Pavilides’in evi.
1956 tarihinde yapılmış, Girne – Güzelyurt dağ yolu üzerinde, Orta Doğu Teknik Üniversitesi yakınlarındaki Çamlıbel köyünde bulunuyor.
Mavi Köşk; evin yapıldığı yıllardaki teknolojiyi ve imkanları düşününce sizi kelimenin tam anlamı ile hayrete düşürüyor, az sonra anlatacağım detaylar eminim sizi de çok şaşırtacak.
Köşk; şu anda askeri bölgede yer alıyor, girişi nizamiye’den yapıyor ve kimlik bilgilerinizi veriyorsunuz.
Giriş ücreti; 2 TL. Bahçesini ve havuz bölümünü tek başınıza dolaşabilirsiniz ama evin içinde sizi aynı zamanda asker olan bir rehber gezdiriyor, böylesi tabi çok iyi olmuş, çünkü inanılmaz bilgiler veriyor rehber gezi sırasında.
Rehberlik hizmeti sırasında benim en çok dikkatimi çeken; oldukça yanlı bir anlatım yapılması.
Cümleler genellikle; “masum insanların kanlarından beslenen bu cani”, “masum insanların gözyaşlarının üzerinde mutlulukla oturan bu insafsız adam” diye başlıyor, “İtalya’da bir mafya toplantısında öldürüldü, hak yerini buldu” şeklinde bitiyor.
Dönemin en büyük silah tüccarı olan Pablo Pavilides’e bir Türk vatandaşı olarak sempati duymam tabiî ki imkansız ama yinede anlatım biraz tuhaf geldi bana…
Mavi Köşk; genellikle tüm müzelerde olduğu gibi pazartesi günü kapalı, diğer günler ziyarete açık.
Tatiliniz eğer bir hafta ise, cumartesi-pazar değil, mutlaka hafta içi gidin derim, bu köşk sessiz sakin çok daha keyifle gezilecek bir mekan çünkü.
Ben kısmet olur, Kıbrıs’a tekrar gidersek mutlaka hafta içi bir kez daha gitmek istiyorum.

tablolar

giris

Köşk’ün girişinde; dönemin acılarını yansıtan fotoğraflar, Osmanlı döneminden kalma Kıbrıs haritası ve çeşitli manzara fotoğrafları var.
Bu giriş aynı zamanda bahçeye ve havuza açılıyor. İlk dikkatimi çeken yerdeki seramikler, bugün bile hala çok şıklar bence.

basinkosesi

Blogumdaki bu yazıyı göndersem, panoya asarlar mı acaba? Ne dersiniz :)

evicindekihavuz1

evicindekihavuz2

evicindekihavuz

Evin girişinden, içinde havuz bulunan büyük salona geçiyorsunuz. Salon üç bölümden oluşuyor, müzik bölümü, havuz ve bekleme bölümü.
Havuz bugün bile hala çok görkemli, zamanında bayan konukların bu havuzda süt banyosu yaptığı söyleniyor. Hatta ünlü film yıldızı Sophia Loren’de bu evde konuk olmuş ve süt banyosu yapmış.
Köşk'te; tavan bölümündeki kartonpiyer içlerinde, gizli ışıklandırma ve klima sistemi ise orijinal ve bugün bile kullanılır durumda, dönemin teknolojisi düşünülünce Pavilides’in zekası ve zenginliği ortaya çıkıyor aslında.

beklemesalonu

beklemesalonu1

Bekleme Salonu; konuklar ilk geldiklerinde bu kısımda dinleniyorlar, daha sonra ev sahibi tarafından kabul ediliyorlarmış.
Evin her yerinde olduğu gibi burada da müthiş zevkli bir dekorasyon var, goblen tablolar, goblen abajur ve berjer koltuklar, büfe, her şey orijinal ve birbirinden zevkli.
Günümüzde bile içinde çok fazla değişiklik yapmadan yaşanacak şekilde hala – tabi bana göre- :)

muzikbolumu

Müzik bölümü; bu bölümde de yine tüm eşyalar gibi, piyano ve radyo’da orijinal.
Burada piyano eşliğinde danslar edilirmiş.

ciniobjeler

objeler1

konsolheykel

Evin hepsi birbirinden değerli objeleri; vitrinde duran likör takımı da, bekleyen misafirlere kahve ve likör ikram etmek için sıklıkla kullanılırmış.

kutuphane2

Kütüphane bölümü; tek kelime ile muhteşem. Aynı zamanda avukat olan ve dönemin Rum lideri Makarios’unda avukatı olan Pablo Pavilides’in inanılmaz zengin bir kitap koleksiyonu bulunmakta.
Kitaplara hızlıca bir göz gezdirdim ve Pablo Pavilides’in mutfağa ve yemek kültürüne de çok meraklı olduğu izlenimi edindim.
Arşivinde; “İtalyan mutfağına bakış”, “İtalyan Yemek Kültürü” gibi çok sayıda kitap dikkatimi çekti, algıda seçicilik dedikleri bu olsa gerek :)

kutuphane1

Kütüphane bölümündeki perde; evin tek orijinal perdesi. Çok özel bir kumaştan –beş kat elyaf ile- yapılmış ve içeriye ışık, güneş hatta soğuk girmesini engelliyor.
En önemli özelliği ise içeriye ses almaması!
Bunu test etmek için, rehberimiz perdeyi açıyor ve içeriye müthiş bir havuz-fıskiye gürültüsü doluyor, Pavilides sessizlik içinde çalışmak istediğinde, perdeyi kapatması yeterli oluyormuş.
Aynı şekilde, çalışma masası ve koltuğu da özel. Her ikisi de ceylan derisinden yapılmış, koltuğunun en önemli özelliği bir süre oturduktan sonra rahatsızlık vermesi. Bu şekilde gece uzun saatler boyunca uykusu gelmeden çalışabiliyormuş Pavilides…

giris2

objeler3

Köşk’ün; yatak odalarının bulunduğu, üst bölümünü gezmeye başlıyoruz, bu kısımda rehber galoş giymemiz için bizi uyarıyor.
Gördüğünüz gibi köşk’teki hemen her obje ve her eşya, insanda fotoğraflama isteği uyandırıyor.

heykel

Köşk’ün en ilgi çekici objelerinden biri de bu; denge heykeli. Bu heykelin mutlaka düz bir zeminde durması gerekiyor ve en ufak bir sarsıntıda dahi dengesini yitirerek sallanıyor. Bulunduğu konum; evin tam merkezi imiş ve heykel olası bir deprem anında bütün köşk ahalisini uyarmak için kullanılıyormuş.
Böyle bir durumda çok farklı bir mimari ile yapılan sarı oda’da yani deprem özel odasında toplanıyorlarmış.

pablokarakalem

Koridorlarda; Pablo Pavilides’in kendi yaptığı kara kalem çalışmaları da bulunuyor.

banyo1

Köşk’teki bütün yatak odaları –çocuk odası dahil- aynı mantık ile dizayn edilmiş. Girişte bir oturma grubu, giyinme bölümü, ebeveyn banyosu ve ayrı yatak odası.
Yatak odasında ise mutlaka iki koltuk, sehpa, konsol ve televizyon bulunuyor. Tavanlarda kartonpiyer içinde klima ve ışıklandırma sistemi yine bütün odalarda mevcut, evin hiçbir köşesinde, hiçbir detay unutulmamış.

sarioda

Sarı oda; çocuk odası olarak dizayn edilmiş. Pablo Pavilides evli değilmiş ve çocuğu yokmuş ama çocuklar konusunda çok hassasmış. Bu bölümdeki tüm eşyalar; koltuklar, konsol, sehpa ve banyodaki tüm aksesuarlar çocukların boyuna uygun, küçük yapılmış.
Hatta dolap renkleri ve kulpları bile pembe ve mavi yapılmış.
Oda’nın en önemli özelliği evden bağımsız bir şekilde inşa edilmesi. Tavan ile duvarlar arasında 2-3 cm.lik bir boşluk bırakılmış, nedeni; olası bir depremde bu odanın hiçbir şekilde sarsıntıdan etkilenmemesi.
Çocuklara çok önem verdiği için bu şekilde hazırlattığı oda, aynı zamanda büyükler içinde olası bir depremde toplanılan yermiş.

yesiloda

Yeşil oda; aynı zamanda Pablo Pavilides’in özel odasına açılıyor. Bu nedenle diğer odalardan farklı olarak, odada birde salon takımı ve yemek odası takımı bulunuyor.
Bu oda aynı zamanda dinlenme ve keyif odası olduğu için renk olarak yeşil düşünülmüş.
Koltukların kumaşı da yine özel. Bir süre oturunca insanın uykusunu getiren, rahatlatan bir kumaştan yapılmış.
Pablo Pavilides bu koltuklarda dinlenip, televizyon izleyerek uykusunu getirirmiş.
Odadaki tüm eşyalar ve televizyon da yine orijinal…

pabloyatak

Pablo Pavilides’in yatak odası; diğer odalardaki tüm detaylar burada da mevcut.
Oda da iki pencere bulunuyor, birinden güneşin doğuşu, diğerinden de batışı izlenebilecek şekilde dizayn edilmiş.
Yatağının arkasında gizli bir geçit bulunuyormuş. Barış harekatı sırasında, bu geçitten kaçarak kurtulmuş.
Kendisi çıktıktan hemen sonra yerleştirdiği bomba sistemi ile geçidi patlatmış, bu nedenle günümüzde bile hala geçidin nereye çıktığı bilinmiyor.

pablokasa

Pablo Pavilides’in odasındaki özel kasa; yakın zaman önce yurtdışından özel uzmanlar getirtilerek patlatılmış, içinden elli sterlin ve bir altın anahtar çıkmış. Köşk’te ki hiçbir odanın kilidine ya da eşyaya uymayan bu anahtarın hala nereyi açtığı bilinmiyor ve sırrını koruyormuş.

aynaligunahcikartma

Köşk’ün pek çok yerinde, en büyüğü bahçede olmak üzere günah çıkartma köşeleri buluyor. Üstteki fotoğrafta görülen; Pablo Pavilides’in özel odasındaki günah çıkartma köşesi. Özelliği; dokuz parça aynadan yapılı bir tablo asılı olması. Bu aynalar sayesinde; Pavilides günah çıkarırken odanın her yerini kontrol edebiliyor ve olası bir saldırıya karşı tedbir almış oluyormuş.

kirmizioda

Kırmızı oda; yine bir misafir odası ama aynı zamanda özel toplantıların, rehberimizin deyimi ile; mafya toplantılarının yapıldığı bir oda olarak kullanılıyormuş. Misafirler uzun masada otururken Pavilides köşede bulunan tekli masada oturmayı tercih ediyormuş. Nedeni ise; arkasından gelebilecek bir saldırıyı engellemek.
Fark edeceğiniz üzere ölüm korkusu had safhada imiş…

kirmizioda1

tablo

Kırmızı oda’da bulunan bu tablonun en önemli özelliği; hangi açıdan bakarsanız bakın, Meryem Ana’nın gözlerinin size bakması ve elinin açısının hep aynı şekilde size doğru olması.
Bunu test etmek için odada 360 derece tur attık mı? Elbette, evet :)

evicindekilise

evicindekilise1

Benim dekorasyonu nedeniyle önce kilise sandığım bu bölüm, aslında içki salonu imiş. Duvarlarında; sevdiği kişilerin burçlarını simgeleyen semboller ve değişik metal aksesuarlar var. Duvarın birindeki boğa sembolü gibi.
Bardaki seramiklerin de yine hepsinin orijinal olduğu söyleniyor.

Yine bir rivayete göre; Pavilides’in 13′e özel bir ilgisi var. Evdeki havuz da 13 musluklu fıskiye sistemi, evde 13 oda, evin şeklinin –ya da bahçesinin- 13 şeklinde olması ve buna benzer birçok şey 13 rakamı çevresinde odaklanmış.

taverna

tavernakolaj

Taverna bölümü; misafirlerin topluca yemek yediği, canlı müzik gruplarının dinlenildiği, yemek ve aynı zamanda eğlence mekanı :)
Bu bölümde ilk dikkatimizi çeken, farklı renklerdeki masa ve sandalyeler oldu.
Nedeni ise; kalan misafirlerin kaldıkları odanın rengi olan masalardan başka masaya oturmalarına izin verilmemesi; dolayısıyla herhangi bir kalabalık durumunda evin içerisindeki düzeni ve asayişi sağlayabilmek olarak anlatılıyor.

terasyemekodasi

Yemek Salonu; aynı zamanda muhteşem manzaralı, geniş bir terasa açılıyor. Yemek yendikten sonra terasta kahveler içildiğine eminim :)
Burada da yine eşyalar, yer karoları, her şey çok zevkli.
Arkada görülen mini bar; termos mantığı ile yapılmış ve içi ayna ile kaplı. Bu şekilde herhangi bir elektrik bağlantısı olmadığı halde, içecekleri sıcak ya da soğuk saklayabiliyor.

terasyemekmasasi

Koltukta oturan hanımı fark ettiniz mi? Kendisi “lütfen dokunmayınız” yazan koltuklarda hatıra fotoğrafı çektiren, yine “lütfen dokunmayınız” yazan piyanoda konser vermeye kalkan! ve yine “lütfen dokunmayınız” yazan deprem heykelciğini eline alıp seven, heykelin bulunduğu konsolu yumruklayarak eşine; “bak bak burası yıkılmıyormuş depremde” diyerek! bilgi veren muhterem bir şahsiyet!
Sadece o olsa iyi, “lütfen dokunmayınız” yazan tabloları elleriyle seven, örtüleri kaldırıp altına bakan insanlarda gördük ne yazık ki :(
Yasaklar mı çok cazip, yoksa hala çok cahil bir toplum muyuz? Bilemiyorum, düşünmekte istemiyorum :(((

teraszigon

Evin her köşesinde ayrı bir detay var; örneğin burada gördüğünüz dörtlü sehpanın üzerinde insan figürleri var. En büyüğünde; dört, diğerlerinde üç, iki ve bir insan figürü var. Misafir sayısına göre kullanılıyormuş bu sehpalar…
Arkasında bulunan dolap ise yılda dört kez, bukalemun yağı ile yağlanıyormuş. Bukalemun bulunduğu ortama göre renk değiştiren bir canlı biliyorsunuz, yılda dört kez yağlandığı için; doğal olarak her mevsim renk değiştiriyormuş.
Pavilides, köşk’ten ayrıldıktan sonra uzun yıllar evin bakımı için para ve bu dolap için de özel yağ göndermiş ancak 1986’da ölünce, dolap en son gönderdiği mevsimde –son baharda- sarı olarak kalmış.

terasoturmagrubu1

terasoturmagrubu

Yemek salonunda bulunan geniş teras; gerçekten çok geniş, öyle ki iki oturma grubu rahatça sığmış.
Sehpaların üzerindeki heykellere likör ya da şarap konuluyormuş, söylendiğine göre, kadın şeklindeki heykelden; kadınlar, erkek şeklindeki heykelden ise; erkekler içki içermiş.

bahce

Köşk'ü gezmeyi bitirip, bahçeye çıktık, bana kalsa içeride rahatlıkla üç dört saat geçirebilirdim ya neyse :)
Bahçe; günümüzde de çok bakımlı, her köşesi tertemiz.

arslanlisarapcesmesi

Aslanlı Çeşme; çok aktif olarak kullanılırmış. İçindeki haznede her daim şarap olur ve mekanizması sayesinde aslanın ağzından sürekli şarap akarmış.
Söylendiğine göre; Pavilides bu bölgede şarap içmekte olan kadınların üzerine balkondan bir elma atar ve elmayı kim yakalar ise geceyi onunla geçirirmiş.

askcesmesi1

askcesmesi

Pavilides; aslen İtalyan olduğu için sanırım, bahçesine İtalya’da bulunan Aşk Çeşmesi’nin aynısını küçük boyutlarda yaptırmış.
Havuz; köşkün nazardan korunması amacıyla göz şeklinde ve orijinal çeşmedeki ritüellerin hepsi burada da geçerli.
Arkanızı dönüyor ve havuza metal para atıyorsunuz, para tura gelirse dileğiniz kabul oluyor ve en önemlisi tekrar bu köşk’e geliyorsunuz :)

havuz1

Evin her köşesinde; lüks kelimesinin hakkı sonuna kadar verildiği gibi aynı şey havuz içinde geçerli.
Günümüz şartlarında bile havuz son derece büyük ve görkemli. Tramplen dahil hiçbir detay atlanmamış.

miniamfitiyatro

Köşk’ün en uç noktasında mini bir amfi tiyatro yer alıyor.
Gerçek bir amfi tiyatro akustiğine sahip bu bölümde; tam ortada bulunan siyah mermer taşın üzerinde durup, köşke doğru konuştuğunuzda kulaklarınızda sesinizin yankısını duyuyorsunuz.
Avukat olan Pavilides, mahkemede savunma yapmaya bu bölümde hazırlanıyor, bu sayede mahkeme heyetini etkilemek için konuşmasını yapacağı ses tonuna karar veriyormuş.

manzara

Köşkün bahçesinin en son noktasında müthiş bir manzara var.
Bu noktadan ilerideki bütün dağlar ve boğaz görünüyor. Buradan bütün alanı kontrol edebilen Pavilides’in, silahları denize açılan bu boğazdan kaçırdığı söyleniyor.
Ayrıca kaçak silahlar ile dolu gemiler; bu boğazdan gelir, eve kadar ise hayvanlar üzerinde taşınırmış.
Fotoğrafta görülen taş zeminin, bir kat altında Rum askerlerin bulunduğu güvenlik noktası varmış, askerler günün her saati nöbet tutuyormuş.

Köşk’ün en önemli özelliği; fotoğraflarda görünen dağların tepe noktaları bile dahil hiçbir noktadan görünmemesi!
Pavilides, çok yakın arkadaşı olan bir mimara bu köşkü yaptırdıktan sonra köşkün yerinin kimse tarafından bilinmemesi için mimarı öldürtmüş.
Kıbrıs Barış Harekatı başlayınca, burayı ele geçirebilmek için bölgenin ve köşkün bilinmeyişi nedeniyle ne yazık ki birçok askerimiz şehit düşmüş.

****

Dilimin döndüğünce sizlere anlatmaya çalıştığım; Mavi Köşk tüm detayları ile gerçekten çok ama çok etkileyici bir mekan.
Köşk’ü; hiçbir detayı ve konforu göz ardı etmeden dizayn eden Pavilides’in bu eve tutku ile bağlı olması, bir gün mutlaka geri döneceğini düşünerek, son ana kadar evin bakımını uzaktan da olsa takip etmesi kesinlikle boşuna değil.
Neyse ki, köşk artık askerimizin emin ellerinde, tek bir milyarderin özel mülkü değil ve bizler de her istediğimizde gezebiliyoruz.
Kıbrıs’a yolunuz düşerse, gezinizin bir bölümüne mutlaka Mavi Köşk’ü dahil edin, yazının tamamını sıkılmadan okuduysanız yanınızdaki kişilere rehberlik edip, bir güzel havanızı atın ve benim kulaklarımı çınlatın olur mu? :)

3 Ağustos 2010 Salı

Kıbrıs - Bellapais Manastırı

KMTN0066-1

Kıbrıs’ta daha öncede söylediğim gibi uzun uzun gezi yapacak zamanımız yoktu, kendimizi deniz+kum+güneş üçlüsüne teslim etmek çok daha cazip geldi :)
Gezi için yarım gün ayırdık ve Bellapais Manastırı ile Mavi Köşk’ü gezdik.
Özellikle Mavi Köşk’ten inanılmaz etkilendim, bir sonraki yazıda sizlere detaylı şekilde anlatacağım, fotoğrafları düzenliyorum şu anda :)
Bellapais’i Mavi Köşk gibi rehber eşliğinde gezmediğimiz için kendi kalemimden anlatacak pek bir şey yok, ama sizleri bu konuda bilgi sahibi edemediğim anlamına gelmez bu, sağ olasın google :)
Şimdilerde çevresindeki sokaklarda ağırlıklı İngiliz'lerin yaşadığı, muhteşem bir manzaraya sahip manastır hakkında, küçük bir araştırma yaptım ve "kıbrıstataile" sitesinde çok güzel bilgiler buldum,umarım sizinde ilginizi çeker.

tabelakolaj

Girne’de bulunan Bellapais Manastırı 1158 ve 1205 yılları arasında inşa edilmiş.
Kuzey sahillerinin tümüne hükmedebilen görüşü ve güzel dağ manzarası ile Kıbrıs’ta gotik mimarî tarzının görülmesi gereken en önemli yer ve eserlerinden biridir.

KMTN0131-1

Manastır’da bugün konser salonu olarak kullanılan bir de salon mevcuttur, ki bu salon savaş yıllarında kurşun yağmuruna tutulmuş, bugün halen kurşun izleri bulunmaktadır.

KMTN0273-1

KMTN0229-1

KMTN0230-1

KMTN0222-1

Beşparmak dağlarının eteğinde bir kayalık üzerinde kurulmuş olan manastırın bugünkü adı Franızca “Abbaye de la Paix” den (Barış Manastırı) türemiştir.
Manastır, Gotik sanatın bir şaheseri ve Yakın Doğu’daki en güzel örneği olarak bilinmektedir.
Bellapais’in ilk sakinlerinin Selahaddin Eyyubi 1187 yılında Kudus’ü ele geçirdiği zaman Kıbrıs’a göç eden Augustinian mezhebi rahipleri olduğu bilinmektedir.
İlk manastır binasının yapımı (1198 – 1205) yılları arasında olmuştur. Günümüzde ayakta kalan yapının büyük bir kısmını Fransa Kralı III. Hugh (1267 -1284 ) inşa ettirmiştir.

KMTN0114-1

KMTN0257-1

kalekoridor

Manastırın ortasındaki avlunun dört yanını çeviren revakalar ve yemekhane Kral IV. Hugh döneminde (1324 – 1359) yapılmıştır. Ada Osmanlıların eline geçtikten sonra bina Yunan Ortodoks Kilisesi’ne verilmiştir.

KMTN0184-1

KMTN0210-1

Bellapais Manastırı bir kapı ve ön avlu ile başlar. Kapının kulesi daha sonra yapılmıştır.
Bu avlunun öteki ucundaki kilise, manastırın günümüze en iyi durumda ulaşmış kısmı olup 13. Yüzyıldan kalmadır.
Ön yüzünde görülen İtalyan üslubundaki freskler daha sonra, 15. Yüzyılda yapılmıştır. Manastırın ortasında çevresi revaklı bir avlu bulunmaktadır.

KMTN0235-1

KMTN0245-1

lahitkolaj

Bir köşede üst üste duran Roma döneminden kalma iki mermer lahit, bir zamanlar rahiplere lavabo vazifesi görmüştür.
Lahitlerin arkasındaki kapıdan yemekhaneye geçilir.
Kapının mermer üst sövesinin üzerinde sırayla Kıbrıs, Kudüs ve Lüzinyan krallıklarının armaları asılıdır. Geniş, dikdörtgen şeklinde tonozlu bir salon olan yemekhane Gotik sanatın kusursuz bir örneği olarak kabul edilmektedir.

KMTN0216-1

Gündüz deniz tarafındaki altı büyük ve doğu duvarındaki gülpencereden ışık almaktadır.

kilisekolaj

Papazlara yemek yedikleri sırada vaaz vermek için kullanılan kürsü hala yerinde durmaktadır.
Batı duvarındaki kapı, alt kattaki mutfak , mahzen ve tuvaletlere inen merdivene açılır.
Orta avlunun doğusunda rahiplere ayrılan yerler ve meclis odası bulunur.

yatakhane

Rahiplerin yatakhaneleri çalışma odalarının üst katında yer almaktaydı. Yine üst katta ve kuzeybatı köşesinde küçük bir hazine odası vardı.

merdivenler

koridorkolaj

kapilar

Manastırın idari işleri meclis odasından yürütülürdü.
Gotik taş işçiliğinin başarılı örnekleri kabul edilen dış kabartmalarının arasında sırtında bir merdiven taşıyan adam, iki deniz kızı arasında bir adam, kitap okuyan bir kadın, iki vahşi hayvanın saldırdığı bir adam, tesbihli bir kadın, dallarında bir kedi ve bir maymun olan armut ağacının altında kalkanlı bir adam, pelerinli bir rahip gibi figürler göze çarpmaktadır.
Meclis odasının ortasındaki sütunun erken dönem bir Bizans kilisesinden geldiği sanılmaktadır.

agaclar

Son cümlede benden olsun :)
Bu devasa ağaçlar manastırın neredeyse her yerinden görünüyor ve hemen her fotoğraf karesine giriyorlardı :)